Akşamüstü, İzmir'in hareketli sokaklarını geride bırakarak, umut ve heyecan dolu kalplerimizle İstanbul'a doğru yola çıkıyor ve yeni keşiflerle dolu bir maceraya atılıyoruz.

Akşam geç bir saatte, İstanbul'un büyüleyici ışıkları altında, yeni arkadaşlarımızla tanışıyoruz. Hızlı bir tanışma sonrasında, Avrupa'nın tarihi ve kültürel zenginliklerini keşfetmek üzere İstanbul'dan ayrılıyoruz. Gece yarısı, yıldızlar altında, Avrupa'ya doğru yola çıkarken, farklı hikayeleri ve umutları olan insanlarla birlikte yeni anılar biriktirmeye başlıyoruz.

Günün ilk ışıklarıyla birlikte, tarihi ve kültürel derinliğiyle dikkat çeken Selanik'e varıyoruz. Bu özel şehir, bizim tarihimizde çok önemli bir yere sahip; zira Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, büyük lider Mustafa Kemal Atatürk'ün doğum yeri burasıdır. Atatürk'ün Evi'ne yapacağımız ziyaret, bizim için manevi bir yolculuk anlamı taşıyor. Bu ev, Atatürk'ün çocukluğuna ve bizim ulusal tarihimize ışık tutuyor. Şehir turumuzun devamında, Selanik'in canlı sokaklarında serbest zaman geçirerek, yerel lezzetleri keşfedecek ve şehrin sanatsal havasına kendimizi bırakacağız. Akşamüstü, Selanik'te bıraktığımız anılarla yeni maceralara yelken açıyoruz.

Akşamüstü Igoumenitsa'ya varıyoruz. Yunanistan'ın batı kıyısındaki bu liman şehri, Adriyatik Denizi'ne açılan kapımız oluyor. Burada, Adriyatik'e doğru yelken açacağımız gemimize biniyor ve kamaralarımıza yerleşiyoruz.

Gece boyunca Adriyatik Denizi'nin sularında yol alırken, yıldızların altında, denizin huzur veren sesi eşliğinde birbirinden farklı hikayeler ve yeni dostluklar kurma fırsatı buluyoruz. Bu özel gece, maceramızın sadece başlangıcı olup, bizi bekleyen yeni keşiflere doğru umutla ilerlememizi sağlıyor.

Günün ilk ışıklarıyla Bari limanına ulaşıyoruz. Adriyatik Denizi'nin maviliklerinden İtalya'nın tarihine doğru bir adım atarken, Bari'de feribotumuzdan hareket ediyor ve İtalya'nın derinliklerine doğru yola devam ediyoruz.

Öğle saatlerinde dünya üzerindeki en küçük bağımsız devlet Vatikan'a varışımızla, bir başka dünyanın kapılarını aralıyoruz. Aziz Petrus Bazilikası'nda yapacağımız ziyaret, bu kutsal mekanın muazzam mimarisi ve sanatı karşısında bizi büyülüyor. Ziyaretimizin ardından, Vatikan'daki serbest zamanımızda, Vatikan Müzeleri veya Sistine Şapeli gibi diğer önemli yerleri keşfetmek isteyenler için mükemmel bir fırsat sunuluyor.

Vatikan'dan sonra, yürüyerek dünya tarihinin kalbine, eşsiz Roma'ya geçiyoruz. Öğleden sonra başlayan şehir turumuzda, Antik Roma'nın kalbi Colosseum, tarih dolu Forum Romanum ve görkemli Pantheon gibi dünya miraslarını keşfediyoruz. Roma'nın canlı sokaklarında geçireceğimiz serbest zamanda, şehrin sanatsal atmosferini soluma ve yerel lezzetleri tatma şansı buluyoruz. Gece yarısına kadar Roma'nın zengin tarihini ve kültürünü deneyimledikten sonra, İtalya'nın ikonik şehirlerinden Venedik'e doğru yola çıkıyoruz.

Sabah saatlerinde, suyun şehri Venedik'e varıyoruz. Gondolların süzüldüğü kanallar ve tarihi köprüler arasında bir şehir turuna çıkarak, San Marco Meydanı ve Rialto Köprüsü gibi ikonik yerleri ziyaret ediyoruz. Tur sonrasında, Venedik'in dar sokaklarında serbest zamanımızda, el yapımı maskelerin ve Murano camının peşinde dolaşıyoruz. Akşamüstü, Venedik'in bu atmosferinden ayrılarak, Cenova'ya doğru yola çıkıyoruz.

Çok geç bir saatte, İtalya'nın nefes kesen liman kenti Cenova'ya varıyoruz. Uzun bir günün ardından, otelimize yerleşiyor ve dinlenmeye çekiliyoruz. Bu gece, yarının nefes kesen Fransız Rivierası manzaraları eşliğinde geçecek yolculuğumuz için sakin bir mola veriyoruz.

Kahvaltının ardından Cenova'nın serin sabahında yola koyuluyoruz. Cenova'da geçireceğimiz bu sakin saatler, bizi Monte Carlo'nun heyecanına hazırlıyor.

Öğlen Monte Carlo'ya varışımızla, lüks ve şıklığın simgesi bu şehri keşfetmeye başlıyoruz. Serbest zamanımızda, Monte Carlo Casino'su, lüks yat limanı ve şehrin zarif bahçelerini ziyaret ediyoruz. Öğleden sonra, Monte Carlo'nun unutulmaz manzaraları eşliğinde yolculuğumuza devam ediyoruz.

Monte Carlo'dan ayrıldıktan sonra rotamız Cannes. Öğleden sonra bu şöhretli şehre varıyor, Cannes Film Festivali'ne ev sahipliği yapan ünlü Croisette Bulvarı'nda serbest zaman geçiriyoruz. Akdeniz'in mavi sularına karşı yürüyüş yaparak Cannes'ın keyfini çıkarıyoruz. Arzu eden misafirlerimizle ünlü Cannes sahillerinde denize girme fırsatı da buluyoruz. Bu eşsiz deneyim, Cannes'ın sunduğu lüks ve doğal güzelliklerin tadını çıkarmak için mükemmel bir fırsat sunuyor. Gece yarısına doğru Cannes'dan ayrılarak Avrupa'nın sembolü Paris'e doğru yola devam ediyoruz.

Öğleden sonra, ışık şehri Paris'e varışımızla birlikte, Eyfel Kulesi, Şanzelize Caddesi ve Louvre Müzesi gibi simgesel noktalara sahip olan bu büyüleyici şehrin kalbine doğru bir şehir turuna çıkıyoruz. Şehir turumuzun ardından, otele yerleşip, Paris'in tarihi ve kültürel dokusunu serbest zamanımızda daha da derinlemesine keşfetme fırsatı buluyoruz.

Paris'te geçireceğimiz bu serbest gün, şehrin sanatsal ve eğlenceli yüzünü daha yakından tanımamız için bize bolca fırsat sunuyor. Kahvaltı sonrası, isteyen misafirlerimiz dünyaca ünlü Louvre Müzesi'ni ziyaret edebilir ya da Disneyland Paris'te masalsı bir gün geçirebilir. Seine Nehri boyunca yapılabilecek bir yürüyüş ya da şehrin şık kafelerinden birinde oturup Paris yaşamını izlemek de günü güzelleştirecek alternatifler arasında. Akşam üzeri, Montmartre Tepesi'ne çıkabilir ve sanatçıların sokak performanslarını izleyebilirsiniz. Gece yarısına doğru, ikonik Eyfel Kulesi'nin büyüleyici ışık gösterisini izledikten sonra Brüksel'e doğru yola çıkıyoruz.

Sabahın ilk ışıklarıyla Avrupa'nın kalbi Brüksel'e ulaşıyoruz. Şehir turumuzda, Grand Place'ın büyüleyici güzelliği, ünlü Manneken Pis heykeli ve çikolata dükkanlarının tatlı cazibesiyle karşılaşıyoruz. Bu tarihi ve kültürel zenginliklerin ardından, Belçika'nın ünlü waffle'larının tadına bakma fırsatı buluyoruz. Öğlene doğru, Brüksel'den Hollanda'ya doğru yola çıkıyoruz.

Öğleden sonra Zaanse Schans'a varışımızla birlikte, Hollanda'nın eşsiz güzellikteki bu köyünde, geleneksel ahşap evleri, yel değirmenlerini ve peynir fabrikalarını keşfetme fırsatı buluyoruz. Burada, Hollanda kültürünün canlı bir tablosunu deneyimliyor, geleneksel zanaatkârlığı yakından görme şansı elde ediyoruz. Kısa süren bu ziyaretin ardından, akşamüstü Amsterdam'ın canlı sokaklarına doğru yola çıkıyoruz.

Akşamüstü, kanallar şehri Amsterdam'a varıyoruz. Şehir turumuzda, tarihi binaları, kırmışı ışık bölgesi ve sanatla dolu sokakları keşfediyoruz. Otele yerleşme ve dinlenme sonrası, Amsterdam'ın canlı gece yaşamını keşfetmek için serbest zaman sunuluyor. Bu eşsiz şehrin sunduğu kültürel ve sanatsal zenginlikler, gece boyunca da devam edecek.

Otelde aldığımız kahvaltı sonrası, sabahın ilk ışıklarıyla Amsterdam'ın canlılığını arkamızda bırakıp, Hollanda'nın geleneksel dokusunu yansıtan Vollendam'a doğru yolumuza devam ediyoruz. Yolculuğumuz boyunca, Amsterdam'ın tarihi kanallarının ve renkli sokaklarının bıraktığı izlenimlerle doluyuz.

Öğle saatlerinde Hollanda'nın geleneksel cazibesini yansıtan Vollandam'a varıyoruz. Bu dönemde, renkli balıkçı tekneleri ve geleneksel Hollanda evlerini keşfederken, Vollandam'ın denizcilik tarihine tanık oluyoruz.

Öğleden sonra yolculuğumuz, "Hollanda'nın Venedik'i" olarak bilinen Giethoorn köyüne ulaşarak devam ediyor. Giethoorn'un sakin sularında yapılan bot gezintileri ve köprülü kanallar boyunca yürüyüşler, bu benzersiz yerin huzur dolu atmosferini bize sonuna kadar hissettiriyor. Bu masalsı köyde geçirdiğimiz zaman, turumuzun unutulmaz anıları arasında özel bir yer ediniyor. Giethoorn'da geçirdiğimiz huzurlu saatlerin ardından, akşamüzeri Almanya'nın pitoresk manzaraları üzerinden Prag'a doğru gece yolculuğumuza başlıyoruz.

Prag'a varışımızla birlikte, sabahın erken saatlerinde başlayan şehir turumuzda Prag Kalesi, St.Vitus Katedrali, Karl Köprüsü ve Astronomik Saat gibi ikonik noktaları keşfediyoruz. Öğleden sonra otelimize yerleştikten sonra, serbest zamanımızda Prag'ın dar sokaklarını keşfedebilir, Vltava Nehri kıyısında yürüyüş yapabilir ya da şehrin canlı kafelerinde bir mola verebilirsiniz.

Sabah kahvaltımızın ardından, Prag'dan ayrılıp Viyana'ya doğru yola çıkıyoruz. Yolculuk boyunca, Çek Cumhuriyeti'nin güzel manzaralarının keyfini çıkaracağız.

Öğleden sonra, Avusturya'nın başkenti Viyana'ya varıyoruz. Şehir turumuzda, Hofburg Sarayı'nda Habsburg Hanedanlığı'nın izlerini takip edeceğiz. Belvedere Sarayı'nda sanatın tadını çıkardıktan sonra, Viyana'nın tarihi sokaklarında serbest zaman geçirme imkanı bulacaksınız.

Akşam geç bir saatte Budapeşte'ye varıyor ve dinlenmek üzere otelimize geçiyoruz.

Sabahın erken saatlerinde kahvaltımız ardından Tuna Nehri'nin iki yakasında yer alan Budapeşte'den şimdilik ayrılıyor Szentendre'ye geçiyoruz.

Sabah saatlerinde Szentendre'ye varışımızla, Tuan nehri kıyısındaki bu sanatçılar köyünün canlı renklerini ve el işi dükkanlarını keşfediyoruz. Dar sokaklar arasında gezinirken, Szentendre'nin eşsiz kültürel dokusunu hissettikten sonra öğle saatlerinde Budapeşte'ye geri dönüyoruz.

Öğlen Budapeşte'ye dönüşümüzle birlikte Parlamento Binası, Zincir Köprüsü ve Buda Kalesi gibi ikonik yerleri ziyaret ediyoruz. Budapeşte'nin tarihi dokusu ve panoramik manzaraları, kısa sürede bizi etkisi altına alıyor.

Sabah saatlerinde, Balkanlar'ın tarihi kalbi Sofya'ya varıyoruz. Hızlıca Aleksandr Nevski Katedrali ve Roma kalıntıları gibi şehrin simgesel yerlerini keşfeden bir şehir turuna çıkıyoruz.

Akşam saatlerinde, bu büyüleyici şehir İstanbul'a varışımızla, turumuzun sonuna gelmiş oluyoruz. İstanbul, tarihi ve kültürel zenginliğiyle, maceramızın son bulduğu yer olarak bize muhteşem bir veda sunuyor. Burada, İstanbul'da başlayan serüvenimizin sonunda, misafirlerimizle vedalaşıyoruz.

İstanbul'dan sonra, saatler geceyi gösterdiğinde yolculuğumuzun başladığı yer olan İzmir'e ulaşıyoruz. Ege'nin incisi, turumuzun son durağı olarak, yolculuğumuzu güzel anılar ve yeni dostluklarla tamamlamamızı sağlıyor. İzmir'de, turumuzun sonunda misafirlerimizle vedalaşırken, birlikte geçirdiğimiz 13 gün boyunca biriktirdiğimiz değerli anıları yad ediyoruz.